Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muhal farz... Dünyada mevcut ne kadar insan varsa inkâra sapsa... Hayvanlar, nebatlar, cematlar da dile gelse ve bunlar da ayı inkâr sesini bestelese... Fezanm dibi ölçülse ve dibinin dibindeki dipten ilerisinin de tasavvuru kabil olmayan hesabı verilse... Her madde ve her hâdise. vücut hikmetini, "niçin" ini, "nasıl" mi ve "neden" ini mutlak bir anlatışla anlatsa ve bütün bunlar inkârı gerçekleştirmek için olsa... Muhal farz dedim ya; aslında onun emriyle var olan yokluk, var olan varlık gibi dile ve harekete gelse de kendisiyle beraber varlık adına tek şey, tek ümit, tek vücut bırakmasa... Ölüme çare bulsalar, yıldızları bozuk para diye harcasalar, güneşi idare lambası gibi kullansalar, mesafeleri dondurup yekpâre bir elmas halinde hâkimiyet tacına oturtsalar ve bu tacı benim başıma geçirseler... Dilim, hafızam, akrabam, vatanım, hatıram, hiçbir şeyim kalmasa... Benim, evet bizzat benim ayaklarımdan saçlarıma kadar her zerrem kendi aleyhime dönse ve beni yalanlasa... Ben bende kalacak olan tek ve son bir nokta halinde, sana Allahım ve senin Sevgiline iman eden ve O'nun senden getirdiği her ölçüyü hak bilen biricik insan, vücut, kısım, parça, nokta, zerre olur ve böylece kalırım. Dedim ya, muhal farz, yokluğu bulup da söyletseler ve ona "benden başkası yok!" dedirtseler ben yine O'nun bildirdiği "var" dan ve O'ndan yana kalırım.
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Reklam
1 Nisan şakasının kökeni
1564 yılında Fransa Kralı IX. Charles, takvimi değiştirerek yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. O zamanki iletişim şartlarında bazı insanların bundan haberi olmadı, bazıları ise bu kararı protesto etmek amacıyla eski adetlerine devam ettiler. l Nisan'da partiler düzenlediler, birbirlerine hediyeler verdiler. Diğerleri ise bunları Nisan aptalları olarak nitelendirip bu güne 'Bütün Aptalların Günü' adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak bir partiye davet ettiler, gerçek olması mümkün olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra takvimin ayları yerine oturup, Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar l Nisan gününü kendi kültürlerinin bir parçası olarak görmeye başladılar. Adeti gittikçe süsleyerek, zenginleştirerek ve yaygınlaştırarak devam ettirdiler. Bu adetin İngiltere'ye ulaşması yaklaşık iki yüzyıl sürdü, oradan da Amerika'ya ve bütün dünyaya yayıldı. l Nisan şakalarının sembolünün 'Nisan Balığı' olmasının nedeni ise Mart ayının sonlarına doğru, Güneş'in Balık Burcu'nu terk ediyor olmasıdır.
İndirilmiş din - uydurulmuş din
İndirilmiş din bilgiyi ve bileni yüceltirken, uydurulmuş din onları küçümser ve horlar. İndirilmiş din, delile ve bilerek imana çağırırken, uydurulmuş din 'kocakarı imanına çağırır. İlki gökleri ve yeri, güneşi ve ayı, dağları ve denizleri, bulutu ve yağmuru okunması gereken birer ayet olarak takdim ederken, ikincisi 'mucize' uydurur. İndirilmiş din Allah'ı "dosdoğru bir yol üzere olan" ve "sorumlu davranan" bir Rab olarak sunarken, uydurulmuş din O'nu keyfi davranan, sağı-solu belli olmayan, ilkesiz ve kuralsız bir GÜÇ olarak sunar. İlki dünyayı "ekim yeri" ahireti "hasat yeri" olarak görürken; ikincisi dünyayı "köpeklerin talip olduğu leş", ahiret saadetini de şefaat ve torpille gelen 'beleş' olarak görür. Ama yine de 'leş'in büyüğüne konmaktan bir türlü vazgeçemez.
Yüreğinden başka silahı olmayan öğretmenlere...
Taşlar bağlı, itler serbest, ayı kapanları boş, kuşlar kafeste, bilenler suskun, bilenler köle...
Sayfa 64 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Atomculuk fiziksel dünyanın gerçekliğini, çoklukçu bir teori aracılığuyla Elea mantığının kaçınılmaz etkilerinden kurtarmak için ortaya koyulan son ve en başarılı prişimdir. Bu düşüncenin rakiplerine göre Anaksagoras'in tohumlarının sonsuz bölü nebilirliği ve niteliksel farklılıkları, sorudan kaçınmak gibi görünüyordu ve onlar da çözümü daha
Reklam
Türk Kara Ordusunun Kuruluşu-Sağlık Durumu-Kayıp "Türk Tarihi" Hakkında Ağustos ayı içinde Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor romanlarının onuncu baskısı yapılır. Bozkurtlar adıyla iki kitabın bir arada yayımlandığı ikinci baskı. Son baskıda renkli resimler de var (Hacaloğlu 2013: 315, 321). 26 Ağustos 1974'te Türk Kara
İki kişiymişler, güzelmişler ve başka bir şey olmanın peşindeymişler; aşk gelecek sıkıntısında oyalanıyor, bir türlü gelmiyormuş, bir gün yaşanacakların özlemiyse, hiç hissetmedikleri aşkın kızıymış daha o zamandan. Hemen yanı başlarındaki, ayı içine çekmiş korularda, ay ışığında el ele, arzusuzca, umutsuzca terk edilmiş yolların o bambaşka ıssızlığında yürüyorlarmış. Gerçekte öyle olmadıkları için, gerçekten çocuklarmış. Bir yoldan öbürüne, ağaçtan ağaca koşarak kağıttan siluetler gibi, kimseye ait olmayan bu sahnede dolaşıyorlarmış. Derken havuzların orada kaybolmuşlar, iyice yaklaşmış, iyice ayrılmışlar, dinen yağmurun tarifsiz sesi, adımlarının yöneldiği fıskiyelerden geliyormuş. O ikisinin hissettiği aşkım ben ve işte bunun için uykusuz gecenin derinlerinde duyabiliyorum onları ve bunun için biliyorum mutsuz yaşamayı.
Sayfa 415Kitabı okudu
Tekerrür
Sonra farkına varıyorduk ki bütün yetişkinliğimiz, bizimle hiç alakası olmayan hükümetlerin yönetiminde geçmişti. Bir Mayıs ayı hariç, siyasette yüzümüzü güldüren tek bir şey görmediğimiz, yokuş aşağı umutsuz bir kayışı andıran tam yirmi üç yıl. Gençliğimizden bir şey çalınmışcasına hınç duyuyorduk.
Sayfa 134Kitabı okudu
Terbiye demek herhangi bir mahlükta yaradılıştan mevcut olmayan bir şeyi ona tehditle, dayakla, işkenceyle zorla aşılamaya uğraşmak demektir. Bunun için terbiye, medeniyet hilekârının yüzümüze sürmeye çabaladığı bir sahtekârlık yaldızıdır... Hepimiz görünüşte medeni, fakat içimizde bir türlü değişmeyen fıtratımızla yaratılmış insanlarız. Bugüne kadar gelen geçen filozoflar, felsefeler, türlü türlü terbiye usulleriyle neyi başardılar? Ortadan kaç hırsız, kaç cani, kaç zinacı eksildi? Çünkü fiilde samimiyet yok. Hükümetler görünüşte ne şekil alırlarsa alsınlar insanlara hâlâ efendisine gelir getirmek için yetiştirilen zavallı bir ayı terbiyesi veriliyor. İşte onun için insanı da hayvanı da kendi ilkel vahşetindeyken severim. Çünkü tıynetlerine hile katılmayanlar ancak onlardır. İnsanın doğal hali terbiyesizliğidir. Bizi ayıplarlar, bize gülerler, bizi kanuna çarptırırlar vs... Bu tür korkularla terbiyeli görünürüz. Bu sosyal endişeleri kaldırın, hepimizin nasıl arsız, hayâsız, hırsız, vicdansız olduğumuz derhal meydana çıkar.
681 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.